Uzman diyetisyen Çisem Gündüz, bağırsak mikrobiyomuna yardımcı olarak sağlığın ve ruh halinin iyileşmesine ve sağlıklı sindirimin korunmasına yardımcı olması nedeniyle öğünlere daha fazla lifli ve fermente gıda eklenmesini önerdi.
“BİRÇOK ÖNEMLİ İŞLEVDE ROL GÖRÜYOR”
Bağırsak mikrobiyomunun kolon yani kalın bağırsakta yaşayan bakteri, virüs, mantar ve diğer mikroorganizmalardan oluştuğunu belirten Diyetisyen Gündüz, şöyle konuştu: “Ne yediğiniz, soluduğunuz hava, yaşadığınız yer ve daha birçok faktör etkiliyor. bağırsak mikrobiyomunun yapısı. Bazı uzmanlar bunu gizli bir organ olarak görüyor çünkü birçok önemli vücut fonksiyonunda rol oynuyor. “Örneğin, bu işlevler arasında bağışıklık sisteminin en iyi şekilde çalışmasına yardımcı olmak, kronik inflamasyonu azaltmak, bağırsak hücrelerini sağlıklı tutmak ve normal bir diyette yer almayabilecek bazı temel mikro besinleri sağlamak yer alıyor” dedi.
Bağırsakların beyin ile bağırsak-beyin eksenindeki yollar aracılığıyla iletişim kurduğunu vurgulayan Gündüz, bağırsak mikrobiyomunda meydana gelen değişikliklerin depresyon, anksiyete gibi duygudurum ve ruh sağlığı bozukluklarıyla ilişkili olduğunu ancak bu değişikliklerin doğrudan bu tür sorunlara neden olup olmadığının belirsiz olduğunu söyledi. .
“LİFİN ANA İŞLEVİ DIŞKIYI YUMUŞATMAKTIR”
İşlenmiş gıdaların minimumda tutulduğu sağlıklı beslenmenin sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu için önemli olduğunu söyleyen Gündüz, burada lifli ve fermente gıdaların önemli rol oynayabileceğini söyledi. Diyetisyen Gündüz, lifin asıl işlevinin dışkıyı yumuşatıp hacim kazandırmak, sindirimi kolaylaştırmak ve bağırsaktan hızla geçmesini sağlamak olduğunu açıklıyor. “Ancak lifin mikrobiyom ve genel sağlık açısından başka faydaları da var. Lif açısından zengin bir diyet, vücut ağırlığının kontrol altında tutulmasına ve LDL (kötü) kolesterol seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olur. “Araştırmalar yeterli miktarda lif tüketmenin kalp hastalıkları, tip 2 diyabet ve bazı kanser türlerinin riskini azalttığını ortaya çıkardı” dedi.
“LİFİN TÜRÜNDEN DEĞİL, LİF MİKTARI ÖNEMLİ”
Diyetisyen Gündüz, lifin iki türü olduğunu belirterek, çözünmeyen lifin tok hissetmeye yardımcı olduğunu ve bağırsak hareketlerinin düzenli olmasını sağladığını, çözünebilir lifin ise kolesterol ve kan şekerinin düşürülmesine yardımcı olduğunu söyledi. Ancak son araştırmalar, lif türünden ziyade diyetinizdeki toplam lif miktarına odaklanmanız gerektiğini öne sürüyor.
BİN KALORİ BAŞINA 14 GRAM
Diyetisyen Gündüz, lif formülünün çok basit olduğunu ve tüketilen her bin kaloriye karşılık 14 gram lif tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, besinlerdeki lif miktarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Her besinin farklı miktarda lifi var. Örneğin, orta boy bir muz yaklaşık 3 gram lif içerirken, bir kase yulafta bu oran 16,5 gramdır. 1 tabak ıspanakta 2,5 gr, orta boy domateste ise 15 gr. “Orta boy bir enginarda 7 gram, bir kase brokolide 2,5 gram, bir kase havuçta ise 3,5 gram lif bulunuyor.”
“KALORİ ALIMI FİZİKSEL AKTİVİTEYE BAĞLIDIR”
Diyetisyen Gündüz, günlük kalori alımının fiziksel aktivite düzeyine göre değişebileceğini hatırlatarak, lif içeren gıdaları beslenmelerine daha fazla eklemeye çalışan kişilere şunları söyledi:
“Lif açısından zengin yeni alışkanlıklara yavaş yavaş adapte olduğunuzdan ve bol su içtiğinizden emin olun. Sindirim sisteminiz gaz, şişkinlik, ishal ve çok erken yemekten kaynaklanan mide kramplarını önlemek için yavaş yavaş adapte olmalıdır. “Vücudunuz yaklaşık bir hafta boyunca artan liflere yavaş yavaş uyum sağlayacaktır.”
(İHA)