Hem horlayanlar hem de dinleyiciler risk altında – SAĞLIK

Bazı kişiler için kronik bir sorun haline gelebilen horlama, bazen ciddi sağlık sorunlarına da yol açabiliyor. Horlayan kişinin ve yatak paylaştığı arkadaşının kaliteli uykudan mahrum kalması birçok hastalığa kapı açabilmektedir. Kilo verme, uygun uyku pozisyonuna geçme gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle hafifletilebilen horlama, ileri evrelerde cerrahi yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Ankara Memorial Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Burun Bölümünden Prof. Dr. Erdal Seren, horlama ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Tedavi edilmeyen horlama sizi hasta ederHorlama, vücuda oksijen sağlayan hava yollarının tam olarak açık olmadığını gösteren önemli bir semptomdur. Uyku sırasında gürültülü nefes alma olarak tanımlanabilir. Üst solunum yolu kaslarındaki gerginliğin azalması sonucu dil geriye doğru kayar ve diğer gevşek dokularla titreşime neden olur; horlama sesine neden olur. Yumuşak damak ve küçük dilin normalden uzun olması, büyük bademcikler ve geniz eti veya burun stenozu da horlamayı tetikleyebilir. Horlamanın sıklığı yaşla ve kilo alımıyla birlikte artar. Hemen hemen herkeste ara sıra gözlemlenebilen horlama, bazı kişiler için kronik bir sorundur ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Hasta dinlenmeden uyanır, sürekli yorgun olur, sabahları baş ağrısı, geceleri boğulma hissi ya da çarpıntı yaşayabilir. Yorgunluk, gece boyunca sık sık tuvalete çıkma, depresyon ve sinirlilik gibi durumlar da horlamanın diğer belirtileridir. Tedavi edilmediği takdirde uyku apnesi, felç, kalp krizi, tip 2 diyabet, hipertansiyon, depresyon ve uykuda ani ölüm gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Horlayan kişinin uyku hijyeni bozulduğu ve sağlıklı bir uyku uyuyamadığı için yatak arkadaşı kendini yorgun hisseder, stres düzeyi artar ve genel yaşam kalitesi düşer. Süreç uzarsa tansiyon sorunu yaşayabilirsiniz. Tedavi horlamanın ve uyku apnesinin şiddetine göre değişir.Horlama ve uyku apnesi tanısı, gece boyunca uyku laboratuvarında yatarak polisomnografi (uyku testi) adı verilen bir testin yapılmasıyla konur. Hastanın uyku sırasında burun ve ağızdan solunum hareketleri, oksijen değerleri, kalp atım hızı ve kalp ritmi, uyku sırasında göğüs ve karın hareketleri ve uyku sırasında beyin dalgalarının özellikleri değerlendirilerek tanı ve sınıflandırma yapılır. KBB doktorları tarafından yapılan üst solunum yolu muayenesinin detaylı yapılması da OUAS (obstrüktif uyku apne sendromu) tanısı için oldukça önemlidir. Horlama tedavisi; Alınacak genel önlemler, ağız içi aparey ile tedavi ve ameliyat olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir; 1. Yaşam tarzı değişiklikleri Kilo verin, alkol ve uyku getiren ilaçlardan uzak durun, burun tıkanıklığını giderin, uyku düzenine dikkat edin, uyku sırasında doğru pozisyonu koruyun, hipotiroidizm (guatr bezinin az çalışması) ve akromegali gibi horlamaya eşlik eden hastalıkları tedavi edin. (aşırı büyüme hormonu), horlamayı iyileştirebilir.2. Ağız içi cihazlarla tedaviUyku sırasında ağza yerleştirilen bazı cihazlarla üst solunum yolu yapılarının pozisyonu değiştirilerek (örneğin dilin öne çekilmesi), hava yollarının genişletilmesi ve kas fonksiyonları etkilenerek direncin azaltılması, hava yolu tıkanıklığını ve horlamayı önleyebilir. 3. Cerrahi tedaviDarlığın yerinin tam olarak belirlenebildiği horlama durumlarında cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Bu ameliyatlar şunlardır:

  • Lazer yardımlı uvulapalatoplasti (LAUP): LAUP, küçük dil ve yumuşak damakta aşırı sarkan dokuyu ortadan kaldırarak ve bademcikler ile dil tabanındaki aşırı büyümüş dokuyu azaltarak hava akışını iyileştirir.
  • Konkaların endoskopik olarak küçültülmesi: Diode lazer teknolojisi, burundaki alt konkadaki (alt burun eti) fazla dokuyu azaltmak için kullanılır.
  • Septoplastlar: Bu prosedür burundaki sapmış septumu düzeltir. Septoplasti, kıkırdak ve kemiği yeniden şekillendirerek burun içindeki hava akışını iyileştirir.
  • Bademcik ameliyatı/Bademcik Ablasyonu: Büyük bademciklerin lazerle alınması veya küçültülmesi işlemidir.

Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen horlamayı önlemek için yüksek yastık tercih etmek, yürüyüş, koşma gibi egzersizler yapmak, antioksidan açısından zengin besinler tüketmek, sigara ve alkolden uzak durmak alınabilecek etkili önlemler arasında yer alıyor. Ancak bu önlemlere rağmen horlama geçmiyor ve şiddeti artıyorsa hastanenin KBB bölümüne başvurmak gerekir. Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir